Serik Vahşi Escort Tuba ile Sikişin Çöldeki Yarrak Dansı

Serik, Antalya’nın sessiz ama gizli bir cevheri, gündüzleri tarlaları, Belek’in lüks otelleri, altın kum sahilleriyle dolu. Gündüz turistler golf oynar, sahilde şezlonglar sıralanır, köylüler pazar kurar, hava sıcak, güneş kavurur. Deniz serin, rüzgâr kumu uçurur; tatilciler bira içer, çocuklar kumda oynar, otellerden müzik yayılır. Serik, gündüz huzur ve tatil sunar, doğayla lüks birleşir. Ama gece olunca Serik değişir; sahil barları yanar, kulüpler coşar, dalgalar sert vurur, ilçe sikiş çölüne döner. Gündüz sakinler, gece azgınlığın kumlarına gömülür; dalgalar inlemelerle birleşir, hava yarrak ve ter kokar. İşte bu Serik gecesinde, vahşi escort Tuba ile tanıştım. Tuba, yirmilerinin sonunda, kısa kumral saçlı, esmer tenli, ince belli, dolgun götüyle sikini çıldırdan bir orospu. Amcığı yarrak için yanıyor, götü sikilmeyi bekliyor; gözleri avcı, bedeni esir alır. Onunla geçen gece, Serik’i yarrak dansına çevirdi, sikişin çöldeki ritmini gösterdi. Tuba, yarrak hastası; onun kumlarına düşersen sikini hazır et, ya coşarsın ya amcığına gömülürsün.

Her şey Belek sahilinde, bir barın köşesinde başladı. Tuba’yı gördüm, deri şort, bikini üstü, göğüsleri fırlayacak gibi, dudakları ıslak. “Serik benim sikiş pistim,” dedi, sesi dalgaları ezdi, “yarrak hastasıyım, sikini dansa kaldırırım.” Gözleri parladı, dudakları sırıttı. Kalabalıkta bana yaklaştı, elini sikime attı, “Tatil sananlar uyur, ben amcığımı siktiririm,” diye fısıldadı. Bikiniyi attı, şortu sıyırdı, kuma yayıldı; hava ter, bira, amcık kokusuyla doldu. Sikim kalktı, eliyle tuttu, “Dans başlasın,” dedi, amcığı sikime sürtündü. Serik gecesi o an coştu; kumlar inledi, dalgalar ritim tuttu. Tuba sikimi yaladı, emdi, “Bu ısınma,” dedi, “götümü sikmek finale.”

Sahilden kulübe geçtik, Serik’in ritmi yükseldi. Işıklar kumu boyadı, müzik patladı. Tuba pistte götünü salladı, “Serik’te sikiş bende,” dedi, şortu attı. Götü parladı, sikimi amcığına çekti. “Bu pist benim yarrak saham,” diye bağırdı, koltuğa yayıldı, bacaklarını açtı. Kalabalık dans ederken, sikimi tuttu, “Serik’te sik benim dansım,” diye inledi. Basslar çığlıklarla birleşti; sikimi amcığına soktu, götüne sürttü. Kulüp sikiş çölü oldu, Tuba sikimi yaladı, emdi.

Gece koyulaşırken Tuba beni tekneye çekti, Serik sularına açıldık. Işıklar ufukta kayboldu, dalgalar teknenin gövdesini dövdü. “Deniz benim sikiş alanım,” dedi, şortu suya attı, çıplak bedeni parladı. Dalgalar sallanırken, sikimi ağzına aldı, emdi, “Plaj kızı sanma,” diye güldü. Teknede götünü sundu, “Sikini götüme sok,” dedi, amcığı sikimi yuttu. Tekne sarsıldı, dalgalar inledi, sikiş dansı coştu. Sikim amcığında, götünde kayboldu; Tuba durmadı, yarrak delisiydi.

Sabaha doğru Serik tepelerine, çam ağaçlı bir eve çıktık. Hava serindi, Tuba yanıyordu. Yatağa yayıldı, “Serik’te sikiş burada biter,” dedi, “amcığımı sik.” Sikimi tuttu, amcığına sürttü, “Tatil sananlar aptal, yarrak isterim,” diye güldü. Götü sikimi emdi, yatak gıcırdadı, inlemeler ağaçlara yayıldı. “Beni durduramazsın,” dedi, sikimi sıkarken, Serik manzarası sikişle doldu.

Son durak, Serik’in gizli koyu; kumlar, kayalar, dalgalar. Tuba kuma yayıldı, “Sikini dansıma ver,” dedi, amcığını açtı. Sikimi yaladı, emdi, “Sakinlik mi istiyorsun? Belek’te unuttum,” diye alay etti. Sikimi amcığına gömdü, götüne soktu, “Bu koy benim sikiş sahnem,” diye haykırdı. Deniz köpürdü, sikim kayboldu.

Tuba ile Serik gecesi, sahilden koylara, yarrak dansıydı. Sikimi yaladı, amcığıyla çıldırttı, götüyle bitirdi. “Sikiş benim dansım,” dedi, dalgalar tenini ıslatırken. Sikinde güç varsa, Tuba seni Serik’te bekliyor. Ama dikkat: Amcığıyla sikini yutar, götüyle esir eder.